dernek@yeditepearabuluculuk.org 0 538 624 73 62

Sürüm sürüm süründürmek !

İnsan doğasının sonucu olarak, insanoğlunun olduğu her yerde uyuşmazlık ve çatışmanın olmasını doğal karşılamak gerekir. Bu çatışma içgüdüsüne karşılık ise, insanoğlunun en eski uygarlıklardan bu yana, var olan çatışmayı akıl gücü ile çözüme kavuşturma isteğini ise aklın bir tekemmülü olarak telakki etmek gerekir.

Geçmişten günümüze insanlar çatışmayla çözemedikleri sorunlarını ya çatışma çıktıktan sonra veya çıkmadan önce çözmek için 3. kişi veya kişilerin nezaretinde veya hakemliğinde görüşmeyi yeğledikleri bilinen bir gerçektir. Diğer bir deyişle, uyuşmazlıkların tartışılması ve konuşarak dostane bir çözüm bulunması yöntemi sadece modern çağımıza özgü bir yöntem değildir. Dolaysıyla, uyuşmazlıkların çözülmesi sürecinde sorunları karşılıklı olarak müzakere etme yöntemi eskiden beri kullanılan bir yöntem olmuştur.

Anadolu’da, gerek İslam Dini’nin getirdiği dinleme alışkanlığı ve ılımlı yaklaşım, gerek Anadolu halkının ve ahilik erbabının öğretileri, barış ve uzlaşının bizim topraklarımızda da yeşerdiğini ve geliştiğini bize göstermiştir. Bu çerçevede, ulu önderimiz Atatürk’ün işaret etmiş olduğu “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ” ilkesinin ışığı altında barışa ve uzlaşıya olan inancımız hiç kaybolmamıştır.

“Seni Mahkemelerde sürüm sürüm süründüreceğim” sözünü çok duymuşsunuzdur. Ekonomik sıkıntılar, ilerleyen teknoloji ve buna dayalı olarak elektronik aletlerin aşırı kullanımı yüzünden insanların kişilerarası iletişimde yabancılaşması, sosyolojik olarak değişmesi ve giderek zorlaşan hayat şartları sonucunda, birbirlerini anlamayan, hatta anlamak dahi istemeyen, hoşgörüsüz, kimseyle uzlaşmayan, hatta dahi uzlaşmak istemeyen bir insan tipinin doğmasına neden olmuştur.

Taraflar arasındaki uzlaşamama durumu; taraflar arasındaki ilişkiye, tarafların farklı kültürlerine, bir birlerine olan güvene, kişisel problemlerin durumuna, iletişim şekline, zayıf müzakere becerilerine, olayın gerçekçilik olgusuna ve koşullar üzerinde anlaşamama sonucuna göre şekillenir.

Uzlaşma kültüründen uzak bu tür “dediğim dedik” çi insanların en küçük bir uyuşmazlıkta “seni mahkemelerde sürüm sürüm süründüreceğim” anlayışına geçmesi dikkatle incelendiğinde şikayetçi olan tarafın maddi bir tatminin dışında, manevi olarak da tatmini de amaçladığını düşünmek zor değildir. Bu tür şahıs veya şahısların karşı tarafının da kendisi gibi düşünen birisi olduğu düşünüldüğünde, birçok davanın ve elbette karşı davaların da peş peşe geleceği şüphesizdir. Kayda değer bir süreden beri icra ettiğimiz Avukatlık mesleğindeki tecrübelerimiz, karşısındakini sürüm süründürmek isteyen tarafın kendisinin de senelerce sürüm sürüm süründüğünü göstermektedir.

Oysa olaya farklı bir açıdan yaklaşıldığında, tehditkar, dediğim-dedik tarzdan uzaklaşıldığında ve objektif ihtiyacın tatmini açısından bakıldığında, her 2 taraf için faydalı olabilecek bir sonuca varılabilmesi işten bile değildir.

Bugün ülkemizdeki “hak arama özgürlüğü”, yargı sisteminin yoğunluğu, yargılamaların çok uzun sürmesi ve maliyetlerin artması karşısında giderek zor ve insanları tatmin etmez bir hale gelmiştir. Adalet sistemimiz ile ilgili istatistikleri incelediğimizde, dava sayısının geometrik hızla arttığını, bu davaları karşılayabilmek için daha büyük masraflar yapılarak daha büyük Adalet Sarayları dediğimiz Mahkemelerin yapıldığını ancak her yıl, bir önceki yıldan devreden davalarla daha büyük bir dava sayısına ulaşıldığı anlaşılmaktadır.

İşte bu aşamada, tüm ileri ülkelerde başarı ile uygulanan ve alternatiif bir uyuşmazlık yöntemi olan Arabuluculuk – Mediation, doğru ve sağlıklı olarak uygulandığunda, yargıya rakip olmaksızın ancak ona yardımcı olarak yargının bu yükünü ve bu külfetini azaltacak alternatif bir çözüm yolu olacaktır.

Bu vesile ile, Dava (Mahkeme) yoluyla uyuşmazlıkların çözümüne göre Arabuluculuk yönteminin temel avantajlarına baktığımızda;

  •  Arabuluculuk hızlıdır. Mahkeme yoluyla çözülmesi istenen uyuşmazlıklarda, davalar senelerce sürerken Arabuluculuk yöntemiyle uyuşmazlıklar bazen 1 kaç saat, bazen 1 günde, 1 haftada, 1 ayda sonuçlanabilir.
  • Arabuluculuk daha ucuzdur. Mahkeme masrafları, bilirkişi ücretleri, keşif masrafları, tebligat masrafları yoktur. Arabuluculuk ücretleri davadaki avukatlık ücretleri ile kıyaslanmayacak kadar uygundur. Ücret aksi kararlaştırılmadıkça, taraflarca eşit olarak ödenir. Arabuluculuk ücret tarifesine ilişkin link aşağıdadır. http://www.adb.adalet.gov.tr/Sayfalar/Teskilat/mevzuat/tarife.html
  • Arabuluculuk etkindir. (Mahkemedeki gibi etkili bir sonuç alınabilir). Taraflar arasındaki imzalanan anlaşma’ ya taraflarca icra edilebilirlik şerhi alındığında bu icra edilebilirlik şerhli anlaşma bir Mahkeme ilamı niteliğindedir. .
  • Arabuluculuk müzakerelerinde gizlilik prensibi hakimdir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. Böylece şirketlerin ve kişilerin itibarları korunmuş olur. Gizlilik kuralına aykırı hareket edenlerin hukuki ve cezai sorumluluğu vardır.
  • Arabuluculuk, iradilik (gönüllülük) ve eşitlik esasına dayanır. Arabuluculuk müzakerelerinde taraf iradeleri ön planda tutulmaktadır. (Yani taraflar istedikleri zaman görüşmeleri sonuçlandırabilir. Taraflar eşittir, birbirlerine karşı üstünlükleri yoktur. İsterlerse tekrar müzakerelere başlayabilir, dilerlerse mahkemeye gidebilirler.
  • Uzlaşmazlığın Arabuluculuk müzakereleri ile çözülmesi halinde taraflar arasındaki köprüler yıkılmamış, ilişkiler de zedelenmemiş olur. Taraflar bu durumdan ders çıkartarak daha sağlıklı ilişkiler kurabilirler.

Son olarak, Ünlü Fransız yazar ve düşünür Victor Hugo’ya kulak verelim. Şöyle demiş ünlü Fransız yazar;

  “Hukukla ilgili iki olumsuz deneyimim oldu. Birincisinde bir davayı kayıp      ettim. İkincisinde kazandım. Biz atalarımızdan bilgeliği / hikmeti hiç    öğrenemeyecek miyiz? ”

 

 

 

 

Bu özlü deyişiyle Victor Hugo, ihtilaflarımızı neden kazanma veya kaybetme üzerine kurulu olan dava yoluyla, mahkeme yoluyla çözdüğümüzü sorgulamıştır. Ünlü yazar “ ihtilaflarımızı uzlaşma yoluyla çözecek bir bilgeliği neden atalarımızdan öğrenmedik “ diye tarihin derinliklerinden sadece Fransızlara değil, tüm insanlara sitem etmiştir.

Biz, bu işe gönül vermiş Arabulucular olarak, Arabuluculuk Yöntemini Türkiye de yerleştirme imkanını bulursak toplumda bir uzlaşma kültürü oluşmasına da katkımız olabilecektir.

Başarılı Arabuluculuk uygulamaları, yargılama sisteminin yükünü hafifleterek daha iyi ve verimli çalışmasını sağlayabileceği gibi aynı zamanda toplumsal barış ve uzlaşı ortamının yerleşmesine katkı sağlayacaktır.

Avukat – Arabulucu M. Tufan UZ

DUYURULAR

İş Mahkemelerinde Zorunlu Arabuluculuk

İş Mahkemelerinde Zorunlu Arabuluculuk Dernek ...

Zorunlu Arabuluculuk Uygulamaları Değerlendirme Toplantısı Yapıldı

Zorunlu Arabuluculuk uygulaması kapsamında, İş...

YAZILARIMIZ